top of page

İlmeklerin Ardındaki Hikayeler: Selva Hanım ile Örgü Üzerine

Örgü, yalnızca iplik ve şişlerin buluşması değil; insanın kendisiyle, geçmişiyle ve sevdikleriyle kurduğu özel bir bağdır. Her ilmek, biraz sabır, biraz umut ve biraz da anı taşır. Kimi zaman huzur verir, kimi zaman da bir tür sığınak olur. Selva Hanım’ın örgü yolculuğu, çocukluk hatıralarından dostluk anılarına, sevdiklerine hediye ettiği el emeği parçalardan kendi iç dünyasında bulduğu sakinliğe kadar pek çok anlam barındırıyor. Onun anlattıkları bize örgünün aslında bir uğraştan çok daha fazlası olduğunu; hayatın içindeki küçük ama derin bir anlamı temsil ettiğini hatırlatıyor.
Bu röportajda örgü yolculuğunu bizimle paylaşan Selva Hanım’ı, renkli ve ilham verici paylaşımları için Instagram’da [@selva_akinci] hesabından takip edebilirsiniz.


  1. Size örgü örmeyi ilk kim öğretti? O anı hatırlıyor musunuz? Nerede, nasıl bir ortamdaydınız?


    İlkokuldayken isteğim üzerine annem bana ilmek atmayı ve düz örgü örmeyi öğretti. Ancak annem pek örgü örmezdi; daha çok dikiş dikmeyi severdi.



  1. Örgüyle ilgili hatırladığınız en eski anınız nedir?


    Hatırladığım en eski anım, yatılı okulda kendime üç renkli ve balıkçı yakalı bir kazak örmemdi. Lacivert, mavi ve gri bloklardan oluşuyordu. Aynı dönemde kız kardeşime de önünde bir kardanadam olan bir kazak örmüştüm. O zaman bunun "intarsia" tekniği olduğunu bilmiyordum; tamamen kendi kendime keşfetmiştim. Ne yazık ki ben bitirene kadar kardeşim büyümüş ve bu güzelim kazağı giyememişti.


  2. Birlikte ördüğünüz biri var mıydı? Onunla paylaştığınız özel bir anı aklınıza geliyor mu?


    Yatılı okulda arkadaşlarla ranza tepesinde örgü örüp sohbet ederdik. O yıllarda da bir “boyfriend sweater” modası vardı. Daha çok atkı ören arkadaşları hatırlıyorum. Küresel ısınmanın bilinmediği, karla kaplı sabahlara uyanılan zamanlardı.


  3. Size hediye edilen ya da sizin örüp verdiğiniz en anlamlı örgü parçası hangisiydi?


    Bana hiç örgü hediye edilmedi ama ben birçok kişiye ördüm; eşime, anneme, kızıma ve arkadaşlarıma. Eşime güzel bir mavi kazak örmüştüm fakat kalın kazak giymeyi sevmediği için pek kullanmadı. Anneanne olduktan sonra en çok torunum için ördüm ve hâlâ da örüyorum. En anlamlı hediyelerim ise kız kardeşime ve bir arkadaşımın eşi için ördüğüm şallardı. Her ikisi de ciddi hastalıklarla mücadele ediyorlardı. Çok şükür ikisi de şimdi iyi.


  4. Örgü örerken en çok hangi renkleri tercih ediyorsunuz? Bu renklerin sizin için özel bir anlamı var mı?


    Genellikle bordo, mürdüm ve mor tonlarını, ayrıca koyu yeşili tercih ediyorum. Bu renklerin bana huzur verdiğini hissediyorum. Ayrıca ten ve saç rengime de uyduğunu düşünüyorum.


  5. Hiç kendinizi örgü yoluyla ifade ettiğinizi hissettiniz mi?


    Evet, örgü örmek benim için resim yapmak gibi. Özellikle renk seçmek ve planlamak bana büyük keyif veriyor. Bu yüzden genellikle çok renkli ve desenli modeller örmeyi seviyorum. Desenlerin ortaya çıkışını izlemek bana ayrı bir mutluluk veriyor.


  6. Zihninizde en çok dönen düşünce ne oluyor örgü örerken?


    Genellikle örgü örerken podcast, sesli kitap dinlemeyi veya bir şeyler izlemeyi seviyorum. Örgü, benim için iç sesimden kaçmanın bir yolu. Örerken sakinleştiğimi hissediyorum. Ayrıca dinlemek ve örmek birlikte yaptığımda zihnim hem meşgul oluyor hem de huzur buluyor.


  7. İplik seçerken önce dokusuna mı, rengine mi dikkat edersiniz?


    Öncelikle ipliğin rengi dikkatimi çeker. Ruh halime veya mevsime göre seçim yaparım. Örneğin denizi özlediysem mavi ve turkuaz, yazın mercan ve sarı, kışın ise koyu tonlara yönelirim.


  8. Şu anki haliniz, örgüye ilk başladığınız ana dönüp size bir şey söyleyebilseydi, ne derdi?


    Şunu derdim: “Böyle bir hobi edindiğin için ileride çok minnettar olacaksın. Örmeyi bilmeyenlere gizliden bir şaşkınlıkla bakacak, onların örgüsüz nasıl yaşadıklarını anlamakta zorlanacaksın.”


  9. Son olarak, sizi dinleyen ve benzer duygular yaşayan insanlara ne söylemek isterdiniz?


Ne olur örgüyü en azından deneyin. Bir yün dükkânına gidin, ipliklere dokunun. Renkleri yan yana koyun. Huzur duygusunu yaşayacaksınız.


örgü ören kadın
örgü örene kadın


















Sonuç


Örgü, bazen bir tebessüm, bazen bir sabır dersi, bazen de sevgiyle dokunulmuş bir armağandır. Selva Hanım’ın paylaşımları bize gösteriyor ki, örgü örmek sadece bir şey üretmek değil; aynı zamanda kendini ifade etmek, iç huzuru bulmak ve sevdiklerine kalpten bir parça bırakmaktır. İlmekler birleştikçe sadece iplikler değil, hayatın anlamlı parçaları da birbirine bağlanır. Ve işte o bağ, insanı hem kendisine hem de sevdiklerine biraz daha yaklaştırır.



Yorumlar


bottom of page