ZİHNİNİ DİNLENDİR: İÇSEL DİNGİNLİK İÇİM ÖRGÜ VE GÜNLÜK YAZMANIN GÜCÜ
- WellKnit
- 3 Ağu
- 7 dakikada okunur
Zihinsel ve duygusal yorgunluk, modern yaşamın kaçınılmaz bir parçası haline geldi. Gün içinde karşılaştığımız stres kaynakları, bastırdığımız duygular ve sürekli tetikte olma hali, zamanla içsel birikimlere yol açar. Bu birikimlerin dışa vurulmaması; anksiyete, tükenmişlik ve duygusal kopukluk gibi sorunlarla sonuçlanabilir. İşte tam da bu noktada “içsel dinginlik” kavramı devreye giriyor.
Bu yazıda, örgü örmek ve günlük yazmak gibi iki basit ama güçlü yöntemin içsel dinginlik üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz. Hem bedenin hem de zihnin rahatlamasını sağlayan bu aktiviteler, kendinle kurduğun bağı derinleştirerek duygusal sağlığı destekliyor. Üstelik bilimsel temellere dayanan bu yöntemler, yalnızca birer hobi değil; aynı zamanda etkili birer terapi aracıdır.
İçsel Dinginlik Nedir?
İçsel dinginlik , zihinsel yüklerden, bastırılmış duygulardan ve negatif düşünce kalıplarından arınma sürecidir. Tıpkı fiziksel detoks gibi, içsel dinginlik de bir boşaltım sürecidir. Bu süreçte amaç, zihni ve kalbi yeniden dengeye getirmek ve içsel huzuru artırmaktır.
Yapılan araştırmalar, içsel dinginlik stres seviyelerini azalttığını, uyku kalitesini artırdığını ve genel yaşam doyumunu yükselttiğini göstermektedir
(Zessin, Dickhäuser & Garbade, 2015).
Özellikle mindfulness temelli uygulamaların, bu süreçte etkili olduğu bilinmektedir.
Örgü ve Duygu Günlüğü: İki Güçlü Araç
Örgü örmek yalnızca bir el işi değil, aynı zamanda bilinçli farkındalığı (mindfulness) geliştiren meditatif bir eylemdir. Tekrarlayan hareketler, zihni anda tutarak dikkat dağınıklığını azaltır ve stres hormonlarını düşürür. British Journal of Occupational Therapy’de yayımlanan bir araştırmaya göre, örgü ören bireylerin %81’i daha mutlu hissettiklerini, %50’si ise örgü sayesinde streslerini yönettiklerini belirtmiştir (Riley et al., 2013).
Günlük Yazmanın Terapötik Etkisi
Duyguların kelimelere dökülmesi, zihinsel yüklerin hafiflemesini sağlar. Günlük yazmak, özellikle bastırılan duygularla yüzleşme ve onları dönüştürme sürecinde önemli bir araçtır. James Pennebaker’in yazı terapisi üzerine yaptığı çalışmalar, düzenli olarak duygularını yazan kişilerin bağışıklık sistemlerinin güçlendiğini ve travmalarla baş etme kapasitelerinin arttığını ortaya koymuştur.
Örgü ve Günlük Yazmayı Birleştirmenin Gücü

Duygularımızı tanıma, ifade etme ve dönüştürme süreci tek bir yöntemle sınırlı değildir. Ancak bazı araçlar, birbirini tamamlayarak içsel sürecimizi daha etkili hale getirebilir. İşte örgü örmek ve günlük yazmak, bu noktada harika bir ikili oluşturur.
Her ikisi de bireyin içsel deneyimini dışavurmasına yardımcı olurken, farklı yönleriyle duygusal rahatlamayı destekler.
Günlük yazmak zihni boşaltırken, örgü örmek bedeni rahatlatır. Yazı, bilinçdışı duyguların yüzeye çıkmasına olanak tanırken, örgü bu duyguları yargılamadan kabul etme ve dönüştürme sürecini destekler. Bu iki teknik bir araya geldiğinde, bireyin zihinsel-fiziksel-duygusal üçgeni dengelenmeye başlar.
Duyguları Dönüştürmek: Kelimeden İlmeğe
Kendine şu soruyu sor: "Yazdığım bir duyguyu, ilmeklerime taşıyabilir miyim?"
Cevap: Kesinlikle evet. Örneğin, günlükte 'kaygılıyım' dediğinde, ardından gelen örgü sürecinde bu kaygıyı tanımlayan bir renk, doku ya da model seçerek duygunun görünür hale gelmesini sağlayabilirsin. Bu, sadece yazıya değil, aynı zamanda dokunsal bir ifadeye de alan açar.
İçsel olarak yoğun bir gün geçirdin diyelim. Günlüğüne duygularını döktün. Ardından yumuşak bir iplikle, ritmik bir örme sürecine geçtiğinde, bedenin de bu yumuşama çağrısına katılır. Böylece yalnızca zihinsel değil, bedensel bir gevşeme de başlar. Örgüdeki tekrarlar, zihne güven ve istikrar hissi verir. Günlük yazımındaki dağınıklık ise zamanla örgüdeki düzenle sembolik bir dengeye kavuşur.
Yaratıcı Terapötik Bir Süreç
Örgü ve yazı birleştirildiğinde ortaya çıkan süreç, adeta bir yaratıcı terapi formudur. Terapi kelimesinin kökeni Yunanca “therapeia” yani "bakım, şifa verme" anlamına gelir. Bu iki yöntem, bireyin kendi kendine şefkat göstermesi ve bakım vermesi için somut yollar sunar.
Her ilmek, bir duyguyu örer. Her cümle, zihnindeki düğümü çözer. Böylece birey, pasif bir stresle baş etme sürecinden aktif bir kendine bakım pratiğine geçer.
Bilim Ne Diyor?
Araştırmalar da bu birleşimin gücünü destekliyor. British Journal of Occupational Therapy (2013) örgü örmenin anksiyete ve depresyonu azaltmaya yardımcı olduğunu belirtirken, Pennebaker’in yazı terapisi çalışmaları (1997) travmatik deneyimlerle baş etmede günlük yazımının etkili olduğunu göstermektedir. Bu iki yöntemi bir arada kullanan bireyler, sadece anlık rahatlama değil, uzun vadeli duygusal farkındalık ve psikolojik esneklik kazanabiliyor.
Örgü Örerken Duygularla Baş Etme Yolları
Örgü örmek, ilk bakışta sadece bir hobi gibi görünse de aslında duygularla baş etmenin güçlü bir aracı olabilir. Tekrarlayan ritmik hareketler, zihni yatıştıran ve duyguları regüle eden bir etki yaratır. Özellikle yoğun duygularla baş etmekte zorlandığımız dönemlerde, örgü bize hem fiziksel bir meşguliyet hem de duygusal bir çıkış kapısı sunar.
Duygusal regülasyon (duygu düzenleme), kişinin bir duyguyu fark etmesi, tanıması, ifade etmesi ve dönüştürmesi süreçlerini içerir. Örgü örmek bu sürecin tamamında destekleyici bir işlev görür. İplik ilmeğe, ilmek modele, model ise duygusal ifade biçimine dönüşür.
Zorlayıcı Duygularla Temas Kurmak
Birçok kişi zorlayıcı duygularla karşılaştığında onları bastırmayı tercih eder. Oysa örgü örerken bu duygularla yargılamadan temas kurmak mümkündür. Bunu yaparken birkaç basit adım izlenebilir:
Kendine sor: “Şu anda hangi duyguyu taşıyorum?” Bu soruyu sorduğun anda, örgüye zihinsel bir anlam da katmış olursun.
İpliğe anlam yükle: O anki ruh haline uygun bir iplik seç. Örneğin, hüzün için gri, umut için yeşil, öfke için kırmızı gibi.
Temsil edici modeller: Kaygılı hissettiğinde sıkı ve düzenli örgü modeli, rahatladığında daha esnek ve serbest desenler kullanabilirsin.
Bu, hem duygunun tanınmasını hem de örülerek dönüştürülmesini sağlar. Aynı zamanda somut bir dışavurum sunar: “İşte hissettiğim şey burada!”
Mindfulness ve An'da Kalma Pratiği
Örgü, mindfulness (bilinçli farkındalık) pratiğinin doğal bir biçimidir. İlmek ilmek örerken beden, zihin ve duygu aynı ritimde buluşur. Duygularla baş ederken an'da kalmak oldukça önemlidir. Anı yaşamayı öğrenmek, geçmişin ağırlığını ya da geleceğin endişesini azaltır.
Bunu nasıl uygularsın?
Her ilmekte bir nefes al, bir nefes ver.
Duygunu fark et ama değiştirmeye çalışmadan yanında kal.
İlmekleri birer şefkat göstergesi gibi düşün. “Her ilmekle kendime yaklaşıyorum.”
4.3. Bedensel Regülasyon: Elin Hareketi Zihni Sakinleştirir
Duygular yalnızca zihinsel değil, bedensel olarak da hissedilir. Örneğin; kaygı göğüste sıkışma, öfke çenede gerilme, üzüntü omuzlarda çökme hissi yaratabilir. İşte bu yüzden örgü gibi motor aktivitelere yönelmek, duygunun bedendeki izini de hafifletir.
Örgü örmek sırasında ellerin sürekli bir şey üretmesi, beyin için güven verici bir durumdur. Bu da stres hormonlarının azalmasına, parasempatik sinir sisteminin (dinlenme ve sindirme sistemi) aktive olmasına yardımcı olur. Özellikle travma geçmişi olan bireylerde, örgü gibi tekrar eden ritmik aktiviteler, nörolojik yatışma sağlar.
Kontrol Alanı Oluşturmak
Hayatın birçok alanında kontrol elimizde değildir. Bu kontrolsüzlük duygusu, anksiyete ve öfke gibi duyguları tetikleyebilir. Ancak örgü, küçük bir kontrol alanı yaratır. Modeli sen seçersin, rengi sen belirlersin, ne zaman başlayacağını ve ne zaman duracağını sen karar verirsin. Bu özgürlük duygusu, kişinin kendi yaşamı üzerinde yeniden söz sahibi olduğu hissini destekler.
Örgü Günlüğü Tutmak
Duygularla baş ederken örgü pratiğini daha da anlamlı kılmak için "örgü günlüğü" tutabilirsin. Bu günlükte o gün ne ördüğünü, ne hissettiğini, iplik seçiminde hangi duygunun etkili olduğunu yazabilirsin. Bu alışkanlık, hem duygusal farkındalık yaratır hem de geriye dönüp baktığında içsel yolculuğunu somutlaştırmanı sağlar.
Örnek giriş:
Bugün huzursuzdum. Bu nedenle gri renkteki kalın ipliği tercih ettim. Düz örgü örerken aklımdan çıkmayan bir kaygıyı fark ettim. Her ilmekte biraz daha sakinleştim.
Duygu Döngüsünü Tamamlamak
Her duygunun bir döngüsü vardır: Başlangıcı, yükselişi ve bitişi. Ancak çoğu zaman duyguların döngüsü tamamlanmadan bastırılır ya da bastırılmak zorunda kalınır. Örgü, bu döngünün tamamlanması için ritmik ve güvenli bir alan sağlar.
Duygunu tanıdıktan sonra örgüye geçmek, duyguyu ifade etmenin ve güvenli biçimde işlemenin bir yoludur. Özellikle bu döngü tamamlandığında kişi kendini daha “hafiflemiş” ve “boşalmış” hisseder. Örgü sırasında bunu bilinçli şekilde fark etmek, duygularla kurulan ilişkiyi dönüştürür.
Kısaca: İlmek İlmek Kendini Şefkatle Sar
Örgü örerken duygularla baş etmek, bastırmak ya da yok saymak anlamına gelmez. Aksine, duygulara alan açmak, onları dönüştürmek ve kendine sevgiyle yaklaşmak anlamına gelir. Her ilmekte kendine “Ben buradayım” deme fırsatını sunar. Bu da zihinsel ve duygusal iyilik halinin en önemli yapıtaşlarından biridir.
Duygu Günlüğü Nasıl Tutulur?
Bir duygu günlüğü, klasik günlükten farklı olarak duygulara odaklanır. Sadece “ne oldu?” değil, “bu olan beni nasıl etkiledi?” sorusunu temel alır.
Başlangıç İçin Sorular:
Bugün beni en çok etkileyen olay neydi?
Bu olay karşısında hangi duygularım ortaya çıktı?
Bu duygular bedensel olarak nerede hissediliyor?
Şu anda kendime ne söylemeye ihtiyacım var?
Bu soruları örgü örmeden önce ya da sonra cevaplayarak, içsel döngüyü tamamlayabilirsin.
Bu egzersiz, örgü ile günlük yazımını birleştiren özel bir ritüeldir. Haftada 2 kez yaparak zihinsel durgunluğu çözebilir, kendinle teması derinleştirebilirsin.
Adım Adım Uygulama:
1. Ortam Hazırlığı: Sessiz bir köşe seç. Mum yakabilir ya da hafif bir müzik açabilirsin.
2. Günlük Yazımı (10 Dakika): Aşağıdaki 3 soruya dürüstçe cevap yaz:
Bugün zihnimde en çok yer eden duygu ne?
Bu duyguyu tetikleyen olay(lar) nelerdi?
Bu duygunun bana anlatmak istediği bir şey var mı?
3. Örgüye Başla (15–20 Dakika): Yazdığın duyguya uygun bir iplik seç. Örneğin içe dönük bir duygu için pastel tonlar, yoğun duygular için daha canlı renkler. Basit bir model seç (atkı, kare parça vb.). Her ilmekte nefes almayı unutma.
4. Kapanış: Örgüyü bırakmadan önce bir cümle yaz: “Şu anda kendime en çok neyi diliyorum?”
Bu egzersizle, içsel hem yazıyla hem de ellerinle dokuyarak gerçekleştirmiş olursun.
Sonuç: Zihnini Dinlendir, Kendinle Yeniden Bağ Kur
Stresin ve duygusal yüklerin hayatımızda giderek arttığı bu dönemde, küçük ama düzenli pratiklerle zihinsel sağlığımızı korumamız mümkün. Örgü ve yazı, hem bireysel hem de kültürel olarak bize ait olan; kolayca ulaşılabilir, yavaşlatan ve dönüştüren iki araçtır. İçsel dinginlik için bu iki pratiği yaşamına entegre ederek hem zihinsel rahatlama sağlayabilir, hem de kendinle daha sağlıklı bir bağ kurabilirsin.
Takipçilerime Çağrı: Senin Hikâyeni Dinlemek İstiyorum! 💬
Eğer örgü örerken ya da duygu günlüğü yazarken duygusal bir rahatlama, farkındalık ya da dönüşüm yaşadığını fark ettiysen, senin içten hikâyeni duymak isterim. Çok yakında bu konuyla ilgili özel bir içerik hazırlıyorum ve bu içerikte takipçilerimin gerçek deneyimlerine yer vermek istiyorum.
📍 Röportajlar tamamen yazılı ve online gerçekleşecek. Yani kamera karşısına geçmen ya da video göndermen gerekmiyor. Soruları ben hazırlayacağım ve sana e-posta ya da mesaj yoluyla ileteceğim. Sen de dilediğin hızda yanıtlayabilirsin.
📸 İsteğe bağlı olarak, dilersen seninle özdeşleşen bir örgü projesinin ya da el emeğinin bir fotoğrafını da paylaşabilirim.
Eğer bu projenin bir parçası olmak istersen, benimle iletişim formum üzerinden ya da sosyal medya mesaj yoluyla kolayca iletişime geçebilirsin. Senin yolculuğun, başkalarına da ilham olabilir 🌿
Kaynakça:
Riley, J., Corkhill, B., & Morris, C. (2013). The benefits of knitting for personal and social wellbeing in adulthood: Findings from an international survey. British Journal of Occupational Therapy, 76(2), 50–57.
Pennebaker, J. W. (1997). Opening Up: The Healing Power of Expressing Emotions. Guilford Press.
Comments